Ürün bilgisine atla
1 / 1

Kolektif Kitap

Zaman / Zemin / Zuhur

Zaman / Zemin / Zuhur

Normal fiyat £12.00 GBP
Normal fiyat İndirimli fiyat £12.00 GBP
İndirim Tükendi
Vergiler dahil. Kargo, ödeme sayfasında hesaplanır.

Geçmişin izi, şimdi'nin hızla akan zamansallığı ve geleceği tahayyül biçimleri sanatta, özellikle tiyatro sanatında yapıta nasıl ve ne ölçüde yansıyor? Unutmaya ve hatırlamaya günlük pratikler bizde ve Batı'da nasıl farklılaşıyor? “Unutuşun kolay olanları” yaşadıklarımız, geçmişi yok saymaya meylettikçe icra ettiğimiz herhangi bir sanatta sadece bugüne çağırabildiğimiz geçmiş temsillerine tutunuyor, hafıza kırıntılarımızla ona yeni bir beden şekillendiriyoruz. İşte bu yeni örnekte, zaten bir tür temsil yoluyla sahnelenen tiyatro sahnesine çıktığımızda, hakikatten fazlasıyla uzak bir geçmiş imgesiyle bakış yanıltıyor olabiliriz? Zaman/Zemin/Zuhur'da Beliz Güçbilmez işte tam da böyle bir merakla, Osmanlı'dan köklenen, Tanzimat'la birlikte geçmişten kopmaya yönelik sonuçtalik Batı tiyatrosuna öykünen kurtuluşuyla, yeni kurulan cumhuriyetin gölgesinde filizlenen Türk tiyatrosunun bebek adımlarının peşine düşüyor. Güçbilmez = Antik Yunan'dan beri süregelen Batılı tiyatro geleneğine özenen Türk tiyatrosunun çocukluğunu ve bir nevi ergenlik sancılarını dışarıdan, son derece detaycı ama bir o kadar da anlayışlı bir bakış açısıyla analiz ediyor. Geçmişinden kaçan toplumun, o geçmişi yok saymanın yolunu içeren, tiyatrosunda, genel olarak gerçek temsil sunmayı sunan “gerçekçi” tiyatrosunda geçmişle hiç ilgilenmemiş, yekpare bir an'da, kaydedilmiş bir zaman'da ve salt bir “satıh”a dönüşmüş zeminde, kendini, ansızın zuhur eden hikâyelere tutturmuştur. Türk tiyatrosu kendini derinliksiz, iki boyutlu bir satıh olarak kurdukça, hikâyeyi ona yaklaşmadan, kişilerin canını vermeden dışarıda anlattıkça, sadece bedeninde, sathı ya da dışıyla gösterilen bir zâhirperest'e dönüşmüş; Araba Sevdası'nın züppesi Bihruz'un ruhu hiç durmadan şâd olmuştur. Tanıtım Metni

Tüm ayrıntıları görüntüle