Doğan Kitap
Zayi
Zayi
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Bu ülkenin susturulmuş kahramanları onlarda; bir çıkmazda, metruk birimlerinin birbirine dahil edilmiş, yalnızlıkları ve kederleriyle, kendi araflarında yaşıyorlar: insan varlığından usanıp ağaç olmayı düşleyen Lerna Hanım, gölgesinden bile korkan Emine, Emine'nin kızı Çilem, eski meydanlarda taşıdığı pankartı salonunun duvarına çivileyen Rüstem, Kumru bakkalın sahibi deli-güzel Ayhan, kadın adam Sofie, gezgin eskisi Rızvan Efendi ve üç hikâyesi yazan Adalet Teyze... Bir de o kaybolmuş kadın var... başında uçuşan iki kuzgunla, bambaşka bir ölümden ayrılan kınında bir seslerle çıkmazsa gelen kadın... Selvi. Susan, sustukça anlatıyor, anlattıran. Geliyordu işte sokağı dilsizliğiyle dillendiren suskun Selvi. Bir kaybolup iki kaybeden, gözleriyle dillendirilen tarihi ve sindirmeye çalışan kimsesizliğini... Bekleyen Selvi. Gitmelerin ardından ağır kalışlarının inadına Selvi'yi bekliyor. Şarküteri güzel Ayhan gibi Selvi. Lerna Hanım, Rüstem gibi Selvi. Ağır adımlarla ilerleyen elinde güçlüler, poşetlerin içinde; iki saksı sardunya, yarım kilo kuru kayısı ve mahleple ağır ağır adımlıyor geçmişi. O böyle kendine ağır gelen kendiyle süreci çıkmazsa doğru, metruk bina Küçük Kuzgun'u, Büyük Kuzgun'a “Adalet'i mi bekliyor?” diye soruyorum. Susuyor Büyük Kuzgun, susuyor servislerin başlangıcı. Susuyor dünya, susuyor Selvi. Susmasa kopar mı kıyamet Selvi'nin dudaklarında mı? Tanıtım Metni
Paylaşmak
